TAKDİM
“Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi” adlı 6 ciltlik eserimizin 1. cildinde Bediüzzaman’ın anne tarafından seyyid ve baba tarafından şerif olduğuna dair belgeleri neşredince, değişik çevrelerden bu konuda bize çok talep ve ricalar gelmeye başladı. Bunlardan biri de kıymetli dostum ve kardeşim Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın elinde bulunan ve ailesine ait çok kıymetli Şecere-i Nesebiye’yi inceletme arzusu idi. Maddî ve manevî hukukumuz inkâr edilemeyecek kadar kuvvetli olan bu kıymetli ilim adamının istirhamını şimdi yerine getirmeye çalıştık. Ancak bazı hususların altını çizmekte fayda vardır:
Birincisi: Tarhan Ailesinin elinde bulunan Şecere-i Nesebiye; Nakîbü'l-eşrâf Muhterem Efendi’nin Sâdât Defterindeki Siyâdet Berâtı ve en önemlisi de Mecelle tarafından İslam Hukukun açısından kesin delil olarak kabul edilen dört Padişah Fermânı, çok açık bir şekilde Nebioğlu Ailesinin seyyid olduğunu isbata kâfidir. Kaldı ki, diğer belgeler de bunu teyid eylemektedir. Önemle ifade edelim ki, elimize geçen şecereler arasında Tarhan Ailesinin elindeki şecere kadar ayrıntılı bilgi veren bir şecereye rastlamadık.
İkincisi: Her şecerede olduğu gibi, bu şecerede de Hz. Resûlüllah’tan günümüzde yaşayan fertlere gelinceye kadar, arada kopukluk bulunmaması nadirdir. Hatta bu kopukluklar ve ihtilâflar, Hz. Abdülkadir Geylânî’nin bile şeceresinde vuku bulmuştur. Kaldı ki, kıymetli ilim adamımızın ifadesine göre, Şecere dışındaki çok evrak maalesef kaybolmuştur.
Üçüncüsü: Bu kitapçığı kaleme almak ve Nebizâde Ailesinin şecere-i nesebiyesini çıkarabilmek için, başta Osmanlı Arşivindeki ilgili belgelerin tamamı; İstanbul Büyükşehir Kütüphanesindeki arşiv belgeleri; Ankara’da bulunan Vakıflar Arşivindeki vakfiye ve vakıf kayıtları; Tapu Kadastro Kuyûd-ı Kadîme Arşivi ve nihayet İstanbul Müftülüğündeki Nakîbü'l-eşrâf Defterleri teker teker taranmış ve değerlendirilmiştir.
Bu noktada yukarıda zikredilen kurumlardaki yetkililere ve kıymetli arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirken; yaptığımız hataları düzeltecek belge yahut bilgiyi bulan arkadaşların bize bildirmelerini istirham ediyorum.
Prof. Dr. Ahmed Akgündüz
Rotterdam, 16 Kasım 2017